Okuyanlar belki hatırlar iki yıllık kedi maceramızı.
Hamile olduğunu görüp beslediğimiz Annecik, yavrularını bizim evde büyüttükten sonra, eğitimlerini tamamlayıp, 4 ay sonra evimizi ve yavrularını terk etmişti. Komşu çocuklarından öğrendiğime göre üzerine iki kez daha doğurmuş ve bütün yavruları ölmüş. Son yavrusu da öldükten sonra perişan, yürüyemez halde geldi kapıya. Hemen veterinere götürüp kısırlaştırdık. Şimdi topaç gibi maşallah. Ancak sokak kedisi olduğu için evde kalmak istemiyor. Gelip, içeri girip mamasını yiyip gidiyor.
Üç yavrusundan ilk önce motosiklet çarptığı için beyin travması geçiren Recep gitti 8 aylıkken.(Ortadaki)
Aynen Recep Tayyip gibi yürüdüğü için bu adı vermiştik. Onu yaşatmak için ne çok çabalamış, ne üzüntüler çekmiştik. Sonunda bir gözünün hafif kayması dışında tamamen iyileşmişti. Ama o bir gece yarısı gitti ve gelmedi. Günlerce yolunu gözlediken, sokakta her benzeyen kedinin peşinden koştuktan sonra ümidimizi kestik.
İkinci yavru Paspas ki bu ismi komşu kızları takmıştı, en güçlü ve iri olanlarıydı.(Soldaki) Anne en çok onunla ilgilenmişti. Bahçede en çok ona öğretiyordu herşeyi. Paspas'ta bir gece gitti ve dönmedi. Artık o kadar çok beklemedik. Biliyorduk ki sağ olsalar muhakkak dönerlerdi.
Geriye sadece Paşa'mız kaldı. O da hergün dışarı çıkıyor ve gözümüzü yollarda bırakıyor. O en güzel yavruydu, hâlâ çok güzel. Dişi olmalıymış. Bir balerin edâsıyla ayaklarını V şeklinde basarak yürüyor, oturuyor.
Bakar mısınız güzelliğe? Sesi de incecik. Miyav yok, mik mik var.
Veee... Paşanın dışında bir de bu var.
Bu beni öldürecek. Nereden geldiyse geldi kapımızın önüne konuşlandı. Hep orada oturup içeriye bakıyor. Yemeğini veriyorum, suyu her daim hazır. Ye, iç, git değil mi? Yok , gece gündüz tel kapının arkasından içeriye bakıyor.Dikkatimizi çekmek için yapmadığı yok. Her akşam bir hediyesi var kesin. Hangi arada yakalıyorsa, çekirge, süleymancık, kelebek, yavru yılan , fare . Bir de şirret, küçücük hâliyle mıntıkasına kimseyi yaklaştırmıyor. Paşa ile Annecik etrafından zar zor dolaşıp giriyorlar içeri. Pek de çirkin.Öyle alacalı bulacalı ki gözleri nerde burnu nerde belli değil. Sarı, kahverengi, beyaz, tekir her renk var üzerinde.Bu nedenle ben ona ''Sîmâsız'' adını taktım, Ama bu onu da sevmemize hiç engel değil.Biraz okşayacak olsan hemen yatıyor arka üstü. Bahçede hep ayaklarımızın arasında. Samimiyet sonsuz.
Yarın, öbürgün şiddetli yağmurlarımız başlayınca ne olacak bilmiyorum. Kapıyı yüzüne nasıl kapatacağız? Girişimizden önce kapalı bir merdiven altı var mamalarını oraya koymaya başladım, alışsın da yağmurda soğukta oraya sığınsın diye.
Yandım ben yandım. Sığdıramayız eve iki kedi. Zira Paşa erkek, Simâsız dişi:)))
Canım, rahatsızlığımdan dolayı ziyaretin şifa dolu dileklerin ve yorumların için çok teşekkür ediyorum. Allah hepinizden razı olsun, sevgiyle sağlıcakla kal.
YanıtlaSilçok tatlılarmış hepsi de.
YanıtlaSilAblacım sen bu kedileri sık sık yaz, ne güzel anlatıyorsun...
YanıtlaSilBayılıyorum bu kedilere:)
YanıtlaSilBenim başımda da var mahalle kedileri..bazen onlarla olmuyor ama onlarsızda olmuyor..Birgün uğramadılarmı merak ediyorum..alıştık bayaa:)
Hediyesi var derken..tutup yiyiyormu?Yoksa tutup kapıya mı getiriyor?
Benim kedim tutup yemeden önce getirip bana gösteriyor..Ben evden çıkana kadar miyavlıyor,ben görünce ye hadi diyorum yiyiyor:D
Miyavlama sesini duyunca yine bana hediye getirdi diyorum:D
Sevgiler..
Sürmeli gözlerini sevsinler...Stres topları sizi.Hepsinin ayrı bir kişiliği, duruşu, karakteri var.Asalet var bu hayvanlarda.
YanıtlaSilÇocukluğumun evi... ne güzel...
YanıtlaSilŞimdi apartmanın 4. katında, uçan canlılar dışında hiç bir yakınlığım yok hayvanlarla... Karşı köşedeki çöp konteynırının yanına bıraktığım mamalara yumulan kedileri balkondan, uzak uzak seyrediyorum o kadar... :(
canım ya o adar zevkle okudumki bilemezsin.dünyada hala senin gibi insanların da olduğunu bilmek güzel.havalar soğuyacak diye bende apartmanın bahçesine balkon altlarına karton kutuları izolasyon malzemesi ve baloncuklu poşetleri kaplayarak minik evler yapıyorum.bitince paylaşırım:))
YanıtlaSilSitenin içinde, elinde yemek poşetleri,gecenin bir vakti (günışığında görenler kızıyor bu duruma)çocuklarımın tabiriyle hayalet besici olarak geziyorum bende.
YanıtlaSilSabah işe giderken bakıyorum hangi ağaç dibi daha çabuk tüketilmiş,nereye rağbet var diye.
Kapıcılar uyandı,poşetsizde olsam kötü kötü bakıyorlar yüzüme.
Zor geliyor mıy mıy dolaşıp dururken 2 kere eğilmek biliyorum.
Oh,olsun.Bir baş okşamışlıklarını görsem o ağaç diplerinide ben toplarım ya..neyse.
yaa ben de kedi istiyoruum.. Tarçın'ı çok bekledik artık tamamen umudu kesince annemi ikna etmeye çalıştım ama Tarçının yerini tutmaz diye istemiyo, ama sonra yolda gördüğü kedileri anlatıyor bana "şurda çok güzel bi kedi vardı,getirecektim " diye:)) ben de çirkin kedilerin suçu ne diyorum,huyu güzel olsun dimi:D hiçbirine kıyamıyor insan:)
YanıtlaSilgidip dönmeyen yavrular olmasa çok tatlı bir yazı olacakmış ama ne yapalım, siz de elinizden geleni yapmışsınız.
YanıtlaSilsimasız çok karakteristik bir kediymiş gerçekten :) şu an evimde 3 tane kedi var, hepsinin huyu suyu birbirinden değişik, onları gözlemlemek en büyük zevklerim arasında, imkanım olsa daha fazla bakacağım, o kadar seviyorum bu mendaburları ama işte hepsi imkanlarımız dahilinde. size ve pisilerinize sevgiler :)
kedi aşkımı depreştirdin gene...ben de bu sabah Ertuğrula sana kedi alalım mı diye soruyordum.
YanıtlaSilcilbırt,cilbırt diye kayyunun kedisini aradığı gibi aranıyordu da
kedili yazıları okumaya bayılıyorum.bizleri buldukları içib şanslı bu kediler.kimilerini çöpeatıyorlar,sokağa atıyorlar.öyle sinirleniyorum ki
YanıtlaSilnasıl güzeller nasıl...Kış geldi ya pencereden dışarı baktıkça içim sızlıyor. Bizim apartmanda bir zeytin'imiz (köpek), karşı apartmanda da ela'mız(kedi) var. şimdi yeni bir köpeğimiz daha oldu, tarçın... İstanbul da kızımı böyle hayvan sevgisi ile dolu bir apartmanda ve mahalle de büyütmekten ötürü çok mutluyum. ah o bakışlar beni benden alıyor..:)
YanıtlaSilUyyy bu sene demek ki yeni yavrular kapıda sevgili nedukcuğum:) mayısda yeni yavrular gelir kapına artık...paşa da pek paşa olmuş...Biz onun çocukluğunu biliyoruz:)
YanıtlaSilkedi bakımı da zordur derler, kocaman bir yüreğiniz var demek ki..
YanıtlaSilHepinize cevap olarak ayrı kedi hikayeleri yazmam gerekir:) O kadar çok ortak noktaları var ki. Hepimiz bunları bildiğimiz için yazmıyorum. Kedi sevenleri seviyorum:)
YanıtlaSilAh ne tatlı şey bunlar:) Paşa çok asil durmuş yalnız maşallah karakterli kedi:)
YanıtlaSilAh kuzucuklarım yaa nasıl da güzeller. Gelecekleri kapıyı iyi bilirler onlar :) Ablacığım iyi ki varsınız.
YanıtlaSil